28 Kasım 2007 Çarşamba

ÖRNEK CÖMERTLER

Cafer et-Tayyâr'ın oğlu Abdullah (rah), arazisine gitmek için evinden çıkmıştı. Yolda dinlenmek için bir hurma bahçesine girdi. Bahçede siyah bir genç vardı, orada çalışıyordu. O sırada gencin yemeği getirildi. O tam yemeğini yiyecekken bahçenin içine bir köpek girdi ve gence yaklaş-tı. Genç köpeğe bir ekmek attı, köpek hemen onu yedi. Genç ikinci bir ekmek daha attı, köpek onu da yedi. Genç üçüncü ekmeği de köpeğe attı. Abdullah b. Cafer de gence bakıyordu. Onun böyle yaptığını görünce,
"Ey genci Senin günlük yiyeceğin ne kadardır?" diye sordu; o da, "Gördüğün kadardır" dedi. Abdullah b. Cafer, "Bütün yiyeceğin bu kadarsa kendin niçin yemedin de hepsini köpeğe vermeyi tercih ettin?" diye sorunca genç,
"O bu bölgenin köpeği değildir. Aç olarak uzak bir yerden gelmiş. Onu aç olarak geri çevirmeyi hoş görmedim" dedi. Abdullah, "Bütün yiyeceğini köpeğe verdin, peki bugün kendin ne yiyeceksin?" diye sordu; genç, "Bugünümü de aç geçiririm" dedi. Bunu işiten Abdullah b. Cafer,
"Gerçekten bu benden daha cömert biri, fakat benim cömertliğim bundan geri mi kalacak?" deyip sahibinden bahçeyi, köleyi ve içindeki aletleri satın aldı, sonra köleyi hürriyetine kavuşturdu ve onları kendisine hediye etti.387
Anlatılır ki İmam Şafiî San'a'dan Mekke'ye geldiğinde yanında 10.000 dinar altın vardı. Kendisine, "Bunlarla bir câriye satın alsan" denildi. O da çadırını Mekke'nin dışına kurdu, altınları bir yere yığdı ve yanına kim gelirse avuç avuç
337 Kuşeyrî, Risale, s. 250; Yâfiî, Neşrü'l-Mehâsin, s. 233.
verdi. Öğle vakti geldiğinde yerinden kalktı, elbisesini silkeledi; bütün altınlar bitmiş, geride hiçbir şey kalmamıştı. 388
Evliyanın büyüklerinden İmam Şafiî hazretlerinin tale-belerinden biri anlatır: Bir bayram günü İmam Şâfii hazretleri ile beraber mescidden çıktık. Bir mesele hakkında sohbet ediyorlardı. Evlerinin kapısına gelince, bir hizmetçi kendisine bir kese altın getirip, efendisinin selâmı olduğu-nu ve bunu kabul buyurmasını rica etti. İmam Şâfii hazretleri keseyi kabul etti. Biraz sonra biri gelip,
"Hanımım bir çocuk doğurdu. Yanımda hiç param yok. Sizden Allah rızâsı için biraz para istiyorum" dedi. İmam Şafiî hazretleri keseyi hiç açmadan, olduğu gibi o şahsa verdi. Ben biliyordum ki kendisinin de hiç parası yoktu.
Bir gün hanımın biri İmam Leys b. Sa'd'a (r.a) küçük bir kap getirerek bal istedi ve balı hasta kocasına yedire-ceğini söyledi. İmam Leys ona iki kulplu koca bir kırba dolusu bal verdi. Çevresindekiler, "O küçük bir kap ile istedi, sen tulumla verdin" deyince imam şu cevabı verir:
"O kendi durumuna göre istedi, biz de kendi seviyemize göre verdik."389
Hz. Peygamber'e Gelen Misafir
Ebû Hüreyre'nin (r.a) rivayetine göre, fakirliğe düçar olmuş bir adam, Hz. Peygamber'e (s.a.v) gelerek,
388 Beyhakî, Şuabü'l-imân, nr. 10960; Kuşeyrî, Risale, s. 252;vâfiî, Neşrü'l-Mehâsin, s. 233.
389 Beyhakî, Şuabü'l-Imân, nr. 10949; Şa'rânî, Tenbıhü'l-Muğterrin, s.343; Kuşeyrî, Risale, s. 252; Yâfiî, Neşrü'l-Mehâsin, s. 234.
"Ey Allah'ın Resulü! Ben açım" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v), hanımlarından birine haber salarak yiyecek bir şeyler göndermesini istedi. Fakat müminlerin annesi,
"Seni peygamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki evde sudan başka bir şey yok" dedi. Diğer hanımlarının da aynı durumda olması üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) ashabına dönerek,
"Bu gece bu şahsı kim misafir etmek İster?" diye sordu. Ensardan bir adam kalktı ve,
"Ben misafir ederim yâ Resûlallah" dedi ve evine götürdü. Ailesine,
"İşte bu, Allah Resûlü'nün misafiri, ona eksik bir şey bırakmadan ikram edin" dedi. Ev sahibinin hanımı kocasına,
"Evde çocukların yiyeceğinden başka bir şey yok" dedi. Bu sefer adam hanımına,
"Öyleyse kalk çocukları oyalayarak hiçbir şey yedirmeden uyut. Sonra kandili yak. Misafir yemeğe başlayınca sanki lambayı düzeltiyormuş gibi yaparak ışığı söndür. Sonra misafirin karnı doyuncaya kadar yemesi için biz de ağızlarımızı yemek yiyormuş gibi yapmaya başlarız" der.
Bunun üzerine kadın kalkar ve çocuklara hiçbir şey yedirmeden oyalayıp uyutur. Sonra kalkıp yemeği hazırlar ve lambayı yakar. Misafir yemeğe başlayınca kadın kalkıp lambayı düzeltiyormuş gibi yaparak söndürür. Ev sahibi yer gibi ağzını kımıldatıyor ve elini sofraya götürüp getiri-yordu. Misafir de bunun farkında değildi. Böylece misafir karnını doyurdu. Kendileri aç kaldılar ve açlıklarını gizleyerek gecelerler. Sabah olunca erkenden Resûlullah'ın
(s.a.v) huzuruna varırlar. Resûl-i Ekrem ev sahibini görünce tebessüm ederek,
"Allah Teâlâ, sizin misafirinize karşı takındığınız bu tavırdan memnun oldu" der. Allah Teâlâ onlar hakkında,
"Kendi ihtiyaçları olduğu halde, kardeşlerini kendilerine tercih ettiler"390 buyurur.391
En Kârlı Alışveriş
Enes b. Mâlik anlatıyor:
Adamın biri Hz. Peygamber'e,
"Yâ Resûlallah! Falancanın bahçesinde bir hurma ağacı yere yıkılmıştır. Onu bana verseydi bahçemin duvarına koyardım. Ona emredin de bana versin" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v) adamı çağırtıp,
"Ağacını falancaya ver. Ben sana cennette bir hurma bahçesinin verilmesini üzerime alırım" dediyse de adam vermedi.
Bunun üzerine Ebû Dahdah (r.a) adama, "Ağacını bana ver. Ben bahçemi sana vereyim" dedi. Adam da memnuniyetle kabul etti. Bundan sonra Ebû Dahdah, Hz. Peygamber'e giderek:
"Yâ Resûlallah! Ben adamın ağacını hurma bahçemle satın aldım. Sana veriyorum. Sen de o adamı çağırt, ona ver" dedi.
390 Haşr 59/9.
391 Buhâri, Menâkıbü'l-Ensâr, 10, Tefsîr, Haşr, 59; Edebü'i-Müfred, nr. 740; Müslim, Eşribe, 32 (nr. 172); Kurtubî, el-Câmi li-Ahkâmi'l-Kur'ân, 9/24.
Hz. Peygamber (s.a.v), Ebû Dahdâh'ın bu hareketine o kadar sevindi ki birkaç defa üst üste,
"Ebû Dahdah cennette nice büyük ve değerli hurma ağaçlarına sahip oldu" dedi.
Ebû Dahdah bundan sonra bahçesine gidip hanımına,
"Bahçeden çık. Ben bahçeyi cennette bir ağaca sattım" dedi. Hanımı da,
"Ne kazançlı bir alışveriş" dedi.392
Dünyada Satın Alınan Cennet Evi
Evliyanın büyüklerinden Habib-i Acemî zamanında Horasanlı bir kimse, Basra'da yerleşmek için Horasan'daki evini 10.000 dirheme satıp, hanımı ile beraber Basra'ya geldi. Hacca gidecekti. Basra'da, "Bu 10.000 dirhemi kime emanet edebilirim?" diye sordu. Habib-i Acemî hazretlerini gösterdiler. Horasanlı zat Habib-i Acemî'ye geldi ve şöyle dedi:
"Ben hanımımla beraber hacca gidiyorum. Bu 10.000 dirhem ile burada (Basra'da) bir ev almak istiyorum. Münasip bir ev bulursanız, bu para ile alırsınız."
Horasanlı böyle dedikten sonra hanımı ile beraber Mekke'ye doğru yoluna devam etti. Bu sırada Basra'da kıtlık meydana geldi. Habib-i Acemî dostlarıyla istişare edip, bu parayla gıda maddesi almaya ve muhtaçlara dağıtmaya karar verdi. Bazıları,
392 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/146; İbn Hibbân, es-Sahih, nr. 7159; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, 22/300 nr. 763; Hâkim, el-Müstedrek, 2/20; Beyhakî, Şuabü'l-İmân, nr. 3451; Heysemî, ez-Zevâid, 9/323.
"O kimse bu parayı, kendisine bir ev satın almanız için bırakmıştı" dediler. Hazret,
"Bu parayla aldığım gıda maddelerini tasadduk ederim, sonra o kimse için aziz ve celil olan Rabbim'den, cennette bir köşk satın alırım. Eğer Horasanlı bu duruma razı olursa ne ala, yok razı olmazsa paralarını geri veririm" dedi ve paraları muhtaç olanlara yiyecek temin etmekte kullandı.
Nihayet Horasanlı hacdan dönüp Habib-i Acemî'ye geldi.
"Ben geldim. Size verdiğim para ile ev almışsanız onu istiyorum. Yok, almamışsanız bana paraları iade edin, ben kendim alayım" dedi. Habib-i Acemî hazretleri,
"Sana öyle bir köşk satın aldım ki bahçesinde ağaçlar, meyveler, nehirler bulunmaktadır" dedi.
Horasanlı hacı hanımının yanına döndü, ona,
"Habib-i Acemî bizim için, sultanlara mahsus azamette ve güzellikte bir ev satın almış" dedi.
İki üç gün sonra Habib-i Acemî'nin yanına gelip, evi sordu. Habib-i Acemî hazretleri Horasanlı'ya, Basralılar'ın çektikleri yiyecek sıkıntılarını, insanlara hizmet etmenin faydalarını, buna mukabil cennet nimetlerinin güzelliklerini münasip bir lisanla anlattı ve sonra,
"Senin için Rabbim'den, cennette bir köşk aldım ki sofaları, nehirleri fevkalâdedir" dedi.
Horasanlı bunları dinledikten sonra tekrar hanımının yanına döndü. Olanları anlattı. Her ikisi de bu duruma çok sevindiler. Adam, Habib'in yanına gelip,
"Bizim İçin satın aldığını kabul ettik. Lakin bize bunun senedini de yazsanız" dedi. Habib-i Acemî,
"Peki" deyip bir kâtip çağırdı. Ona şöyle yazdırdı:
"Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu, Ebû Muhammed Habib-i Acemî'nin, aziz ve celil olan Rabb'inden, şu Horasanlı için satın aldığı cennet evinin senedidir. Habib-i Acemî, bu kimse için Rabb'inden 10.000 dirheme cennette bir ev satın aldı. Alınan evin köşkleri, nehirleri, ağaçlan, sofaları ve daha nice güzel sıfatları vardır. Allah Teâlâ bu güzel evi bu Horasanlı'ya verecek, böylece Habib'i 10.000 dirhem borçtan kurtaracaktır."
Horasanlı bu yazıyı alıp hanımının yanına döndü. Bundan sonra kırk gün daha yaşadı. Nihayet vefat ânı geldi. Hanımına,
"Beni yıkayıp kefenleyenlere bu yazıyı ver, kefenime koysunlar" diye vasiyet etti.
Adam vefat edince vasiyeti yerine getirildi ve defnedildi. Sonra bu kimsenin kabrinin üstünde bir kâğıt buldular. Kâğıtta şöyle yazılıydı:
"Ebû Muhammed Habib-i Acemî'nin, Allah Teâlâ'dan Horasanlı filan için 10.000 dirheme satın aldığı köşkün beratıdır. Şüphesiz Allah Teâlâ, Horasanlı'ya Habib'in arzu ettiği köşkü verdi ve Habib'i 10.000 dirhem borçtan kurtardı."
Habib-i Acemî mektubu aldı. Onu okudu, öptü, ağladı ve dostlarının yanına giderek,
"Bu Rabbim'den bana berattır" dedi.393
393 Nebhânî, Câmiu Kerâmâti'l-Evliyâ, 2/19.
Allah ve Resûlü'nü Bıraktım
Hz. Ömer anlatıyor:
Bir gün Hz. Peygamber (s.a.v) sadaka vermemizi emir buyurdu. O sırada benim malım çoktu. Kalbimden, "Eğer Ebû Bekir'i geçeceğim bir gün varsa bu gündür" dedim ve malımın hepsini hesaplayarak, yarısını getirdim. Resûlullah (s.a.v) bana,
"Sen çocuklarına ne bıraktın?" diye sordu. "Getirdiğim kadar da onlara bıraktım" dedim.
Sonra Ebû Bekir geldi. Meğer onun nesi varsa hepsini getirmiş. Hz. Peygamber (s.a.v) ona da,
"Sen çocuklarına ne bıraktın?" diye sordu. Ebû Bekir, "Ben onlara Allah ve Resûlü'nü bıraktım" dedi.
O zaman kalbimden, "İmkânı yok, ben Ebû Bekir'i hiçbir zaman geçemem" dedim.394
Bire On
Bir dilenci, Hz. Ali'den bir şeyler istedi. O da Hasan veya Hüseyin'den birine,
"Annene git, kendisine verdiğim 6 dirhemden birini al getir" dedi. Giden, geri geldiğinde,
"Annem onları un almak için sakladığını söylüyor" dedi. Hz. Ali (r.a),
"Kişi kendi elinde bulunandan çok Allah'a itimat etmedikçe tam iman etmemiştir. Git, o paraların hepsini getir"
394 Tirmizî, Menâkıb, 16 (nr. 3675); Ebû Davud, Zekât, 40 (nr. 1677); Ali el-Müttakî, Kenzü'l-Ummâl, nr. 35611.
dedi. Hz. Fâtıma, bu sefer paraların tamamını yolladı. Hz. Ali hepsini dilenciye verdi.
Bu hadisenin üzerinden birkaç dakika geçmemişti ki bulundukları yere bir deve satıcısı geldi. Hz. Ali, ona devenin kaç para olduğunu sordu, 140 dirhem olduğunu öğrenince,
"Paranı sonra almak üzere bana satar mısın?" dedi. Satıcı kabul etti ve devesini oraya bağlayıp gitti.
Biraz sonra biri geldi ve devenin kime ait olduğunu sordu. Hz. Ali, kendisine ait olduğunu söyledi. Adam,
"Satar mısın?" diye sorunca, Hz. Ali 200 dirheme adama sattı. 140 dirhemini deveyi satın aldığı adama verdikten sonra evine gitti.
Biraz evvel 6 dirhem aldığı Hz. Fâtıma'ya, 60 dirhem verdi. O hayretle,
"Bu nedir?" diye sordu. Hz. Ali,
"Allah Teâlâ'nın, Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla, 'Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır'395 şeklindeki vaadinin neticesidir" buyurdu.396
Sevdiği Maldan Vermek
Nâfi anlatıyor:
İbn Ömer (r.a), bir şeyi fazla sevdi mi, onu hemen Al-lah yolunda feda ederdi. Köleleri onun bu huyunu bildikleri için azat olmak isteyen herhangi biri elini sıvayıp mescid-
395En'âm 6/160.
396Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/223.
de kendini ibadete verirdi. O da onu güzel durumda görünce hemen azat ederdi. Dost ve arkadaşları ona,
"Yâ Ebû Abdürrahim, vallahi bunlar seni aldatıyor" dediler. O da,
"Allah yolunda bizi aldatanlara aldanmayı biz de kabul ediyoruz" dedi.
Bir akşam üzeri onunla beraberdim. Büyük bir para ile satın aldığı rahvan bir devesi vardı, o devesine binmişti. Bir ara devenin yürüyüşü onun çok hoşuna gitti. Hemen deveyi çöktürüp bize,
"Yular ve semerini çıkarın ve onu nişanlayıp kurbanlık develerin arasına bırakın" dedi.397
Yine Nafi anlatıyor:
İbn Ömer (r.a), malları içinde ne hoşuna giderse mut-laka onu Allah yolunda bağışlardı. Bir oturuşta bana iki defa otuzar bin dirhem vererek,
"Götür dağıt" dediği vâkidir.
İbn Âmir ona iki defa otuzar bin dirhem verdi. O zaman daha beni azat etmemişti. Bana,
"Nâfi, korkarım ki İbn Âmir'in parası beni azdırsın. Git, sen Allah için hürsün" dedi.398
Abdullah b. Ömer sadaka olarak sık sık şeker dağıtır ve ardından, "Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe, fazilet ve
397 Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/231.
398 Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/232.
üstün sevaba erişemezsiniz"399 âyetini okuyarak, "Benim de en çok sevdiğim tatlıdır" diye eklermiş.400
Enes b. Mâlik anlatıyor:
Ebû Talha (r.a), hurmalık bakımından ensarın en zenginlerindendi. En sevdiği malı da Mescid-i Nebevî'nin karşısındaki Beyreha adlı hurma bahçesiydi. Hz. Peygamber (s.a.v) her zaman o bahçeye gider, ondaki tatlı suyu içerdi. "Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe, fazilet ve üstün sevaba erişemezsiniz"401 mealindeki âyet-i kerîme nazil olunca Ebû Talha, Resûlullah'ın yanına gelerek,
"Yâ Resûlallah! Hak Teâlâ, 'Sevdiğiniz şeylerden vermedikçe, fazilet ve üstün sevaba erişemezsiniz' buyuru-yor. Benim en sevdiğim malım ise Beyreha adındaki bahçemdir. Allah'tan hayrını ve benim için âhiret azığı olmasını dileyerek onu Allah yolunda sadaka kıldım. Onu Allah'ın sana gösterdiği hayır yollarından herhangi birine tahsis buyur" dedi. Hz. Peygamber (s.a.v),
"Senin bu hareketin ne kadar iyi ve manevî kazancı en büyük bir harekettir. Ancak bahçen çok iyi ve kârlı bir mal olduğu için onu yakınlarına tahsis etmeni uygun görüyorum" dedi. Ebû Talha da,
"Öyle yapayım yâ Resûlallah" dedi ve bahçesini amcası oğulları ile diğer akrabaları arasında taksim etti."402
399 Âl-i İmrân 3/92.
400 Gazâlî, İhya, 1/411.
401 Âl-i İmrân 3/92.
402 Buhârî, Zekât, 44; Müslim, Zekât, 14 (nr. 42); Münzirî, et-Tergîb ve't-Ter hîb, 1/669 fnr. 1283, Beyrut 1999); Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/233.

Elli Binlik Bahçe
Tabiînden Abdullah b. Ebû Bekir el-Ensârî anlatıyor:
Hz. Peygamber'in ashabından Ebû Talha bir gün Medine'nin Kuf vadisindeki hurma bahçesinde namaz kılıyordu. Meyvelerin iyice olgunlaştığı bir mevsimdi. Hurma salkımları da başlarını yere eğmiş, sallanıp duruyordu. Bir ara gözü meyvelere takıldı ve onların bu hali pek hoşuna gitti. Namaz kıldığını hatırlayıp kendini toparladı. Bu defa da kaç rek'at kıldığını hatırlayamadı.
"Benim bu malım doğru dürüst namaz kılmama engel oldu" diye söylendi.
O vakitler Hz. Osman halifeydi, doğruca onun yanına gitti ve başına geleni ona anlattı. Sonra sözünü şöyle tamamladı:
"Bu bahçeyi Allah rızâsı için sadaka veriyorum. Onu hayır işlerinde kullan."
Hz. Osman o bahçeyi 50.000 dirheme sattı. O günden sonra bu bahçe "Elli binlik bahçe" diye anıldı.403
Allah Yolunda Fedakârlık
Tebük seferinde İslâm ordusuna yardım toplamak icap etti. Çünkü mevsimin en sıcak zamanı ve yolculuk mesafesi çok uzundu. Abdurrahman b. Habbâb es-Sülemî anlatıyor:
Hz. Peygamber (s.a.v), bir hutbe vererek ashabından Ceyşü'l-İsre'ye yardım etmelerini istedi. Hz. Osman (r.a),
403 Mâlik, Muvatta', Salât, 18 (nr. 70)
"Ben yükleriyle birlikte 100 deve veririm" dedi.
Resûlullah (s.a.v) minberden bir basamak aşağıya inip bir daha söyledi. Hz. Osman,
"Ben yükleriyle birlikte 100 deve daha veririm" dedi.
Baktım, Hz. Peygamber (s.a.v) hayret edercesine elini sallayıp,
"Osman'ın bu fedakârlığından sonra artık ona bir zarar yoktur" buyurdu.404
Huzeyfe der ki: Hz. Peygamber (s.a.v), Tebük Savaşı'nın hazırlığını görürken Osman'a, yardımda bulunması için haber yolladı. Osman da 10.000 dinar gönderdi. Paralar önüne dökülürken Resûlullah bir taraftan paraları evirip çeviriyor, bir taraftan da,
"Ey Osman, Allah senin gizli aşikâr işlediğin her günahı ve kıyamete kadar işleyeceğin bütün günahları affeylesin" diye dua ediyordu.405
Abdurrahman b. Avf'tan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (s.a.v), Tebük Savaşı'nın hazırlığını görürken Osman'ın 700 okka altın getirip Peygamber Efendimiz'e verdiğini gözümle gördüm."406
Katâde ise, "Osman, Tebük Savaşı'nda orduya ellisi at olmak üzere 1000 tane binek bağışında bulundu" demiştir.407
404Tirmizî, Menâkıb, 19 (nr. 3700); Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/75; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 1/97 (Beyrut 1997).
405Tirmizî, Menâkıb, 19 (nr. 3701); Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/245.
406Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, 9/85; Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/236.
407Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe. 2/236.

Hasan'dan edilen rivayete göre ise, Osman (r.a), Tebük Savaşı'nda 950 deve ile elli at veyahut 970 deve ile otuz at verdi.408
Enes b. Mâlik anlatıyor:
Hz. Âişe bir gün hücresinde iken dışarıdan bir kalabalığın gürültüsünü duydu ve,
"Bu kalabalık nedir?" diye sordu.
"Abdurrahman b. Avf'ın kervanıdır. Şam'dan geliyor. Beraberlerinde her şey var" dediler.
Kervan 700 deve idi. Ses ve gümbürtülerinden Medine sarsılıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v),
"Abdurrahman b. Avf'ın emekleyerek cennete girdiğini gördüm" buyurdu.
Abdurrahman b. Avf da Resûlullah'ın böyle buyurduğunu duyunca,
"Gücüm yeterse, cennete -emekleyerek değil- ayakta yürüyerek girmek istiyorum" dedi ve o 700 devenin hepsini yükleriyle beraber Allah yolunda sadaka olarak dağıttı.409
Allah Tarafından Övülen Aile
İbn Abbas'ın (r.a) bildirdiğine göre Hz. Ali ve Hz. Fâtıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in hastalıktan selâmet bulmaları üzerine üç gün adak orucu tutuyorlardı. İlk gün iftarlık olarak arpa unundan bir yemek yapmışlardı. Tam iftar edecekleri sırada kapıları vuruldu. Gelen, aç ve yoksul biriydi.
408 Kandehlevî, Hayâtü's-Sahâbe, 2/236.
409 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 6/115; Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, nr. 264; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, nr. 14892;
Mübarek aile, ellerindeki yemeği canı gönülden Allah için fakire ikram edip kendileri su ile iftar ettiler.
İkinci gün olup iftar vakti geldiğinde bu sefer kapıya bir yetim gelmişti. O günkü yiyeceğini de yetime verip yine su ile iftar ettiler.
Üçüncü gün ise iftar vakti bir esir yardım istemek için kendilerine müracaat edince büyük bir sabır örneği göstererek, seve seve iftarlıklarını esire verdiler ve su ile iftar ettiler.
Bunların bu güzel hareketleri üzerine,
"Onlar, kendi canları çekmesine rağmen, yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler" 410 âyet-i kerîmesi nazil oldu.411
Paraları Nasıl Dağıttılar?
Hz. Ömer'in (r.a) veznedarı Mâlik ed-Dâr anlatıyor:
Bir gün Hz. Ömer bir keseye 400 dinar koydu ve hizmetçiye,
"Bunu Ebû Ubeyde b. Cerrâh'a götür. Onun bu parayı ne yaptığını görmek için bir bahane uydurup orada biraz oyalan" dedi.
Hizmetçi 400 dinarı Ebû Ubeyde b. Cerrâh'a götürdü ve,
"Bunu size müminlerin emîri gönderdi ve şahsî ihtiyaçlarınız için harcamanızı söyledi" dedi.
Ebû Ubeyde b. Cerrah,
"Allah işini rast getirsin ve ona merhamet etsin" diyerek para kesesini aldı.
410İnsân 76/8.
411Zamehşerî, Keşşaf, 4/197.
Sonra cariyesini çağırdı ve ona,
"Şu 7 dinarı falana götür, şu 5 dinarı filana götür" diyerek bütün parayı dağıttı.
Daha sonra hizmetçi Hz. Ömer'in yanına döndü ve gördüklerini anlattı.
Hz. Ömer yine bir keseye 400 dinar koydu ve hizmetçisine,
"Bunu da Muâz b. Cebel'e götür. Onun bu parayı ne yaptığını görmek için orada biraz oyalan" dedi.
Hizmetçi keseyi alıp Muâz b. Cebel'e götürdü ve,
"Bunu size müminlerin emîri Ömer gönderdi ve şahsî ihtiyaçlarınız için harcamanızı söyledi" dedi.
Muâz b. Cebel,
"Allah ona merhamet etsin ve işini rast getirsin" deyip para kesesini aldı.
Sonra cariyesini çağırdı ve ona,
"Şunları falanın evine götür, şunları filanın evine götür" dedi.
Muâz'ın karısı araya girerek,
"Vallahi biz de fakiriz, bize de ver" dedi.
Kesede sadece 2 dinar kalmıştı. Muâz onu da karısına verdi.
Hz. Ömer'in hizmetçisi, Hz. Ömer'e dönerek gördüklerini anlatınca, Hz. Ömer buna çok sevindi ve şöyle dedi:
"Onlar birbirinin kardeşidir; biri ne ise öteki de odur."412
412 Taberânî, el-Mu'cemü'l-Kebîr, 20/33 nr. .47; İbnü;l-Mübârek, ez-Zühd, nr. 511; Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 1/301 (Beyrut 1997); Zehebî, Siyeru Alâmi'n-Nübelâ, 1/456.
Hangisi Cömert?
Cömertliği ile meşhur Hâtem-i Tâî'ye bir gün dost ve arkadaşları,
"Senden daha cömert bir kimse var mı acaba?" diye sordular. O,
"Evet, var" dedi ve başından geçen bir hadiseyi şöyle anlattı: Bir gün gencin birine misafir olmuştum. Genç, fakir bir kimse olmasına rağmen bana bir koyun kesip hazırlattı, önüme koyunun böbreği geldiğinde,
"Ben koyunun böbreklerini çok severim" dedim. Bir ara ev sahibi genç ortalıktan kayboldu. Biraz sonra baktım ki yedi koyunun yedisini de kesmiş, böbreklerini hazırlamış, önüme getirdi.
Ben şaşkınlık içerisinde kalmıştım. Çünkü biliyordum ki genç fakir bir kimseydi.
"Bunu niçin yaptın? Benim için, varın yoğun olan yedi koyunu kestin. Ben sana böyle yap, demedim. Sadece koyun böbreğini sevdiğimi söyledim" dediğimde bana şu karşılığı verdi:
"Bana misafir gelmiş, hiç onun sevdiği bir şeyi ikram etmemem olur mu? Ben sizin hoşunuza giden bir şeyin sahibi olayım da onu misafirime sunmakta kıskanç davranayım? Hiç böyle şey olur mu?"
Gencin bu misafirperverliğine hayran kalmıştım, gözlerim yaşardı... diye anlattı. Hâtem-i Tâî'ye,
"Onun iyiliğine karşı sen ne yaptın?" diye sordular. O,
"300 baş kızıl tüylü deve ve 500 baş da koyun gönderdim" deyince...
Hâtem'in dostları,
"Olmadı, demek ki sen ondan daha cömertmişsin" diye karşılık verdiler. Hâtem-i Tâî,
"Hayır, o benden cömert, çünkü o bana nesi varsa ikram etti, bense ona sadece servetimin ancak pek az bir kısmını gönderdim" dedi.
İhlâsla Verilen Sadakanın Neticesi
Ebû Hüreyre'nin (r.a) bildirdiğine göre Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurdular:
Bir adam, "Bu gece mutlaka bir sadaka vereceğim!" deyip sadakasıyla çıktı. Fakat (farkına varmadan) onu bir hırsızın avucuna sıkıştırdı. Sabah olunca herkes,
"Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş!" diye dedikodu yaptı. Adam:
"Yâ Rabbi, bir hırsıza sadaka verdiğim için sana ham-dediyorum" dedi ve ilâve etti: "Ancak mutlaka bir sadaka daha vereceğim!"
Yine sadakasıyla çıktı. (Gece karanlığında bu sefer de) zina eden birinin avucuna sıkıştırdı. Sabahleyin herkes,
"Bu gece zina eden bir kadına sadaka verilmiş!" diye dedikodu yaptı. Adam,
"Allahım, bir hırsız ve zina eden bir kadına sadaka ver-diğim için sana hamdolsun! Yine de bir sadakada bulunacağım!" dedi. Sadakasıyla birlikte sokağa çıktı. (Karanlıkta) bu sefer de bir zenginin eline sıkıştırdı. Sabahleyin herkes,
"Bu gece bir zengine sadaka verilmiş!" diye dedikodu yaptı. Adam,
"Allahım, bir hırsız, zina eden bir kadına ve bir zengine sadaka verdiğim için sana hamdediyorum!" dedi (Bilâhare rüyasında ona gelip şöyle denildi):
"Senin sadakaların kabul edildi. Şöyle ki: İhlâsla (yani Allah rızâsı için vermen sebebiyle) hırsızın hırsızlıktan vazgeçip iffete gelmesi, zina edenin zinadan vazgeçmesi, zenginin ibret alıp Allah'ın kendine verdiklerinden tasad-duk etmesi umulur."413
412Buhârî, Zekât, 14; Müslim, Zekât, 24 (nr. 78); Nesâî,-Zekât, 47; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/322. İbn Hibbân, es-Sahîh, nr. 3356.
Bitti... Dualarınızda bizi de hatırlamanız dileği ile...

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben Iowa Lutheran Hastanesi'nden Doktor Michael Baldwin'im, hastane idaresi tarafından internette nasıl çalıştığımın reklamını yapma fırsatı verildi ve insan vücudunun örneğin böbrek gibi bir yıl için tekrar başladığımı gördü, eğer dışarıdaysanız Böbrekinizi satmak isteyenler, aşağıdaki e-postayla hastaneye başvurmaktan çekinmeyin: İrrua uzmanlık hastanesi, organlarda Cerrahi uzmanıdır ve bağışta bulunulması riski yoktur, iyi bir para ödersek Iowa ABD'de bulunan.
Ve bu bizim e-postamız:
iowalutheranhospital@gmail.com

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Hastalarımız için böbrek satın almak için bir kez daha buradayız ve onları kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi miktarda para ödemeyi kabul ettiler ve böylece bağışta bulunmak istiyorsanız veya bir Hayat kurtarmak istiyorsanız, lütfen aşağıda e-posta ile bize yazın.

Bu sizin için zengin olmanız için bir fırsattır, biz temin ederim ve bizimle% 100 güvenli bir şekilde sizinle güvence altına alıyoruz, herşey yoluna giden böbrek bağışçılarına göre yapılmalıdır.
Artık boşa harcamayın, lütfen irruaspecialisthospital20@gmail.com adresine bize yazınız.

Irrua Uzman Eğitim Hastanesi.

Dr Benson dedi ki...

Böbrekinizi para karşılığında satmak istiyor musunuz? Hastanemiz Böbrek Cerrahisi / nakli ve diğer organ tedavileri konusunda uzmanlaşmış, pasaportlu ya da pasaportsuz O + ve, A + ve ve B + böbrek vericilerine acilen ihtiyaç duyulacak ve size 850.000 Pound'luk yakışıklı bir miktar sunacağız. Herhangi bir ilgili kişi e-posta yoluyla bizimle iletişime geçmelidir: korlebuteachinghospital33@gmail.com veya WhatsApp +2349066961990

Adsız dedi ki...

ABD, Iowa Şehrinde bulunan Iowa Lutheran Hastanesi'nden bir temsilciyim ve hastane idaresi tarafından internete nasıl işler yaptığımızı ve insan organlarının alınıp satılması için bir yıl daha başladım fırsatı verdim. böbrek, Bu teklifle ilgileniyorsanız, lütfen aşağıdaki e-postayla bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin: Bağışçılarımıza iyi miktarda para telafi ediyoruz ve biz organlarda Cerrahi uzmanıyız ve bir bağışçı olarak risk yok. o.
Ve bu bizim e-postamız:
iowalutheranhospital@gmail.com
Ayrıca, whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bize ulaşabilirsiniz.

bobrek dedi ki...

Merhaba, günümüzde böbrek bağışçısı olmaya hazır olduğunuzu biliyorsanız (tüm seyahat masraflarıyla birlikte 450.000 dolarlık ödeme yaparsanız), acilen böbrek bağışçısıyla sadece 19 kişiye ihtiyacım olduğu için böbreğimi acilen hastanemize satarsınız.
sadece sağlıklı% 100 kişilere uygundur.
Doktorunuza talebinizi yazın: carolbobrekhastanesi@gmail.com derhal sizinle iletişime geçileceksiniz
Not: ameliyat için seyahat etmeye hazır olmalısınız ve yalnızca sağlıklı kişiler

Dr Robson.
carolbobrekhastanesi@gmail.com

Unknown dedi ki...

Irrua Uzman Hastanesi'ne yardımından dolayı nasıl teşekkür ederim? Fakirdim ve faturalarımı ve borçlarımı ödeyemedim ama internette gezindiğim sırada Irrua Uzman Hastanesi'nin 400.000 dolar için böbreklerinden birini alarak yardım ettiği insanlara tanıklık ettim ve hemen Irrua Uzman Hastanesi ile iletişime geçtim. Bana satmaya razı olduğum sürece böbreğimi alacaklarını söyledi. Bana e-posta yoluyla bir form gönderdiler ve bir bağışçı olarak kayıtlı olduğumu ve 200.000 dolarlık banka hesabımın parçası olarak ödemenin yapıldığı ve ameliyattan sonra 200 bin dolar daha ödediklerini kaydeden banka hesabımda 400.000 dolar oldu. Bir ev aldım ve şimdi ailemle mutlu bir şekilde yaşıyorum. Fakir misiniz ve böbreğinizden birini para için mi satmak istiyorsun? Şimdi Irrua Uzman Hastanesi ile iletişime geçin

WhatsApp: +15184181390
E-posta Adresi: irruaspecialisthospital@gmail.com

Adsız dedi ki...

Ben Iowa City, ABD'de bulunan Iowa Lutheran Hastanesi'nden bir temsilciyim, hastanede yönetimin internette nasıl çalıştığını ve bu yıl insan organlarını alıp satması için tekrar başladığımızı ilan etme fırsatını verdim. Böbrek, Bu teklifle ilgileniyorsanız, lütfen aşağıdaki e-postadan bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin: Bağışçılarımızı iyi bir miktarda parayla ödüllendiriyoruz ve Organlarda uzmanız. Cerrahide ve donör olarak risk yoktur. o.
Ve bu bizim e-postamız:
iowalutheranhospital@gmail.com
Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Dr Tyson dedi ki...

herkese iyi günler
iyi bir şekilde 1 böbreğe ihtiyaç vardır,
eğer böbreğini bugün hastaneme satmaya hazırsan.
Böbrek 250.000 00 $ için iyi bir miktar sunacak.

iletişim e-posta bağlantısıdır:
size yardımcı olmak için burada olduğum için endişelenmeyin.

Selamlar
Prof Dr Tyson
hastane

Adsız dedi ki...

İsmim Doktor Michael Baldwin, Iowa Lutheran Hastanesi'nin bir temsilcisi, Organ cerrahisinde uzmandırız ve böbreklerin satın alınmasıyla ilgileniriz ve hastamız böbreğe bağış yapmaya karar veren herhangi bir donöre büyük miktarda para ödemeyi kabul etti. onları kurtarın ve Iowa City, ABD'de bulunuyoruz.
Böbreğinizi satmakla ilgileniyorsanız, lütfen ilerlememiz için bize geri dönmekten çekinmeyin.
Ve eğer ilgilenirseniz bizim e-postamız: iowalutheranhospital@gmail.com

Adsız dedi ki...

Ben Irrua Uzman Hastanesi'nden Dr. Rex Kelvin, hastanede yönetimin internette nasıl çalıştığını ve bu yıl insan organlarını alıp sattığımız için tekrar başlamış olduğumuzu söyleyebilirim. Bu teklifle ilgilenen var, Lütfen aşağıdaki e-posta adresinden hastaneye başvurmaktan çekinmeyin: Irrua uzmanı hastanesi, organlar konusunda uzmanlaşmış ve bir donör olarak risk yoktur.
Ve bu daha fazla bilgi için e-postamız.
irruaspecialisthospital20@gmail.com

Adsız dedi ki...

Bir hayatı kurtarmak için bir böbrek satmak isteyen 18 yaşından büyük ciddi böbrek vericileri arıyoruz ve her bağışçı için iyi bir teklif ve diğer tazminatlarımız var.
Bizim sürecimiz hızlı ve güvenliğiniz garantilidir.
Lütfen bize ulaşın iowalutheranhospital@gmail.com
Ayrıca, 1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bize ulaşabilirsiniz.

Adsız dedi ki...

Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.

Jupiter dedi ki...

Bu kamuoyu için bir duyuru, biz böbrek satın almakla ilgileniyoruz ve hastalarımızı kurtarabilmek için farklı böbrek bağışçılarıyla çalışmak istiyoruz, böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen bizimle iletişime geçin; hastamıza böbrek bağışı için eşleşme ve her ödülü büyük ödüller bekliyor.
E-postamızda bize ulaşın: jupitermedicalcentreinc@gmail.com
veya whatsapp'ta bizimle iletişime geçin: +1 (515) 293-5520

Adsız dedi ki...

Bu Mayo Clinic'ten genel bir mesajdır ve böbrek satın almakla ilgileniyoruz, eğer bir böbrek satmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki e-posta adresimizden doğrudan bizimle iletişime geçin.
mayocareclinic@gmail.com
Not: Bu güvenli bir işlemdir ve güvenliğiniz garanti edilir.
Daha fazla bilgi için lütfen bize bir e-posta mesajı gönderin.