28 Kasım 2007 Çarşamba

DİNİN GAYESİ

DİNİN GAYESİ
İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak, İslâm dininin önemli ve genel esaslarından biridir. Gerek fert olarak gerekse toplum olarak iyilikleri yaymak, kötülükleri ortadan kaldırmak müslümanların en belirgin özelliğidir. Bu neden-le iyilikleri yaymak ve ihya etmek, kötülükleri ortadan kaldırmak ve İnsanları kötülüklerden korumak konusunda çalışmak ve çaba harcamak her müslüman için dinî bir görevdir.
Bu görev fert ve toplumun huzuru için ihmal edilmeye tahammülü olmayan bir görevdir. Bu konuda hiç kimse bana ne, benim neme lâzım dememelidir. Herkes belli bir sorumluluk içinde ve gücü nisbetinde bu dinî görevi yerine getirmeye çalışmalıdır.
Bu iş herkes için gereklidir. Bu emir de herkes için geçerlidir. Kötü insanları kendi haline bırakmak, onun için olduğu kadar toplum için de tehlikelidir. Akıllı insanlar bunu bilirler ve sonucunu görürler. Toplumu meydana getiren fertlerin kişisel kötülüğü şahsındaki zararla bitmez, topluma sıçrar. Nitekim on dairelik bir apartmanda oturanlardan biri, ben kendi dairemi yakıyorum, kimse karışamaz, diye kendi dairesini ateşe veremez. Aşağıda vereceğimiz hadis-i şerif her devir için ciddi bir uyarıdır. Hadis, toplumda kötü iş yapanları uyarmayıp bana ne diyenlerin sonunu şu çarpıcı misalle anlatmaktadır:
"Bir grup insan gemiye binerek topluca deniz seyahatine çıkarlar. Oturacakları yer için aralarında kura çekerler. Herkes yerine yerleştikten sonra içlerinden biri bulunduğu alt kattaki zemini balta ile delmeye başlar. Üst kattakiler,
'Yahu ne yapıyorsun?' dedikleri zaman o, 'Size ne bundan. Benim kendi yerim değil mi, istediği-mi yaparım. Siz ancak kendi yerinize karışabilirsiniz' der.
Şimdi gemi ahalisinin, bu adamın elinden baltayı alması gerekirken, bundan kaçınıp,
'Adam sen de, bize ne; o kendi yerinde delik açıyor, şimdilik bir zararı yok, ne yaparsa yapsın' deyip onu hali-ne terkederlerse çok geçmeden hepsi birden denize batıp helak olup giderler."1
1 İbnü'I-Mübarek, ez-Zühd, nr. 1060.

Hiç yorum yok: